Esti yine bana, Sezen dinlerken
ilham perileri ziyarete geldiler, yazmak istedim deli gibi
Zaten ne zaman Sezen dinlesem, ya
kızıyorum ya dalıyorum uzaklara. Kızıyorum çünkü, bu kadar derin yazabilen,
söyleyebilen birinin siyasi anlamda popüler olmasını hiç hazmedemedim. Elbette
ki onun da söyleyeceği sözleri var, hep içinde mi tutsun. Tutmasın, konuşsun
ama öyle yanlış zamanlarda konuştu ki, ben şarkılarında kaybolurken birden
irkildim ve uzaklaşmak istedim ondan. Kendisini,” yetmez ama evet”çiler
güruhunda konumlandırmasını kabullenemedim herhalde.
Lisedeyken edebiyat öğretmenimin
söylediği bir söz daha doğrusu bir kıssa vardı, çok sık kullanırım onu, tam da
Sezen’den bahsederken cuk oturacak;
Farz edin ki bir bahçıvanınız var ve dünyanın en güzel güllerini
yetiştiriyor sizin için. Ama bu bahçıvanın bir kusuru var, akşam olup da evine
çekildiği zaman içiyor da içiyor, sabahlara kadar. İçiyor diye ona kızar
mısınız yoksa o güzel güller için bu kusuru görmezden gelir misiniz?
Ben hep gülleri tercih ettim, bu
kıssayı hatırladığım herkes için aynı oldu, hiç değişmedi bu. Ne okudum kitabın
yazarının ne de dinlediğim şarkıyı söyleyenin ne de çalıştığım insanların,
ürettiklerine gölge düşürmeyen kusurlarına takılı kaldım.
Konumuz Sezen; zekâsından,
duygularından, esprilerinden ve şirinliğinden bahsetmeyeceğim, şarkılarının
sözleri onu anlatıyor zaten. Kafanız bi dünyayken, şöyle 1 saat kendinize
ayırsanız ve bu 1 saatin herhangi bir bölümüne Sezen’i alsanız, ne de güzel şeyler
olur ondan bahsedeceğim. Bakın yalnızca şarkı dinleyerek havanızı nasıl
değiştireceksiniz J
Derdimiz
her neyse sebebi biziz, çünkü biz masum değiliz
Masum Değiliz: Her dinlediğimde ağlarım. Bu ülkenin bütün
dönemlerini kapsayan bir şarkı. Biz hiç masum olmadık. Yazıldığında ve Sezen
söylediğinde faili meçhuller başa belaydı, şimdi terörün ve kirli politikanın
bin bir türü, hem de bütün dünyada. Dediği gibi, boğazımıza kadar pisliğe
battık; “Eller günahkâr, diller günahkar, bir çağ yangını bu dünya günahkar”.
Bir Çocuk Sevdim : Masum
Değiliz’i her dinlediğimde arkasından mutlaka bu şarkıyı dinlerim. Çocuk
masumiyeti, hüznü ve kurtuluşu simgelediğinden midir, “ben böyle yürek
görmedim, böyle sevgi” sözlerindeki tılsımdan mıdır bilmiyorum ama şarkı benim
vazgeçilmezlerimden.
Yalnızız be blog
Yalnızlık senfonisi: İşte efsane bir şarkı, “Anladım sonu yok
yalnızlığın” sözüyle insanın yüreğine acıtarak girip “Yokluğumla ben baş
başayız” diyerek kanata kanata çıkıyor. Dibi görmeden rahata kavuşmak ne
mümkün, işte dip bu şarkıda.
Yeter
üzüldüğümüz, hadi yeniden büyümeye
Farkındayım:
Elimde bastonla gezerken bile “bu kızı yeniden büyütmeliyim, kor ateşlerde
yürütmeliyim” diye mırıldanarak gezeceğim, ömrümün şarkısı. Kendini hiçbir
zaman “Ol’mamış” görenlerin şarkısı. Her yaşın, her psikolojinin, her
depresyonun ilaç şarkısı.
Alayına
isyan ama gülümsemeyi unutmadan, “bir kedim bile yok”…
Gülümse: Bir güzel dostla birlikte öğrenmiştim bu şarkının
sözlerinin Kemal Burkay’a ait olduğunu. Şarkıda isyan var ama o kadar naif, o
kadar içten ve o kadar zararsız ki. Madem kendimize isyan ediyoruz, en çok
kendimize nazik olmalıyız değil mi?
Hazır
efkârlanmışken çiçeklenelim biraz
Yine mi Çiçek: Sezen bu şarkıyı Cihan Okan’la birlikte söylüyor.
Klibiyle değil, Meral Okay ve eşi Yaman Okay’ın birbirlerine aşkla baktığı
görüntüyle dinleyin.
Bu
büyük insanları görüp de Aşk’a gelmesek olmaz
Deli Kızın Türküsü: Sezen’den delisi yok orası kesin. Başka kim
“beni ya sevmeli ya öldürmeli” der ki. Hani yeni yeni bir sürü şarkı çıkıyor ya
Aşk’a dair, daha hiç biri bu kadar etkili olamadı benim için.
Keskin Bıçak: Normalde bazı şarkıları yalnızca Sezen’den dinlemeyi
isterim. Ama bu şarkıyı her söyleyene yakıştırıyorum. Demek şarkı ne kadar
damar, ne kadar arabesk ki herkese gidiyor. Hele şu 1 saatlik efkâr dağıtma
oturumuna çok güzel gidiyor.
Livaneli hatırına
Belalım: Sözleri Zülfü Livaneli ve Sezen Aksu’nun ortak ürünü,
beste Livaneli’ye ait. Bir Livaneli hayranı olarak, herhangi bir ortamda
müzikten bahsedip de onu es geçmek olmazdı. Diğer Zülfü şarkılarına kıyasla
daha arabesk bir tınısı var ama yine de efsanedir bence.
Sona geliyoruz, artık hem aşk dolu hem de hınzır şarkılar…
Unuttun mu Beni: Benim uzun yolculuklarımın şarkısı. İlk defa, Bursa-Balıkesir
yolunda araba kullanırken ve denize gitmeliyim hissiyatıyla tatile giderken
dinlemiştim. Sonra da hiç çıkmadı bu şarkı aklımdan, her canım sıkıldığında ilk
bu şarkıyı dinler sonra ötekilere geçerim. Bodrum’u hatırlatıyor bana, püfür
püfür esen deniz havasını, mavi panjurlu beyaz evlerini ve güzel çiçeklerini.
Bakın bu son 2 şarkıyı sevdiceğinizle dinleyin, bir kadın ağzından
çıkmış bu sözleri sizinle dinleyip de üzmeye devam eden erkeğin alnını karışlarım
J
Erkek Güzeli
Kaçın Kurası
Bakın 1 saat doldu bile ve
gerçekten iyi geldi bana. Dikkatimi çekti yalnız, şarkıların tamamı eski, acaba
ben Sezen’i takip etmeyi mi bıraktım yoksa Sezen mi eskisi kadar güzel şarkılar
yapmıyor. Bilemedim ?
Son söz: Kitap okumayan ama sosyal medya sayesinde kültürlü olan
canım ülkemden duvar yazıları, seçkiler:
Kendinizi başkasına anlatmayın
Sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur
Sevmeyen de inanmayacaktır zaten
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız
Bizim için hiç ağlamayacaklara değer
veririz
Garip ama gerçek
Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir zaman geç
değil
Herakletios
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder