30 Ocak 2016 Cumartesi

GÜÇLÜ KADINLAR


Güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen.

Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat, tadilat işlerinden anlarlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan hayatlarını da devam ettirebilirler. Faturalarını da kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler, dik durmayı da, güçlüdürler çünkü.

Aşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerinde problem çıkarmazlar. Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.

Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan, yansıtmazlar çünkü. Para var mı, iş yerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın.

Sonra da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Eskaza dayanamayıp sorunları paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın, tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar! Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.

Sonra bir dosttan, eşten ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden adam gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış. Erkekler çok severler böyle kadınları. Birinin onlara muhtaç olduğunu görmek birçok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.

Mesela fatura falan yatıramazlar, anlamazlar çünkü. Nerden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde bugün nereye yemeğe gidelim, diye sorarlar. En kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. Zayıf kadınlar, doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine. Hiçbir şeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler, kıskançlık krizlerini de severler. Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını da karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz, kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur. Koruyup kollanmalıdır her an o!

Zayıf kadınlar hiç çökmez, buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır!

Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar.

Aylin Kotil
 

Yukarıdaki yazıyı daha önce okumayanlar, blog yazarımız yürek mi yedi nedir, dolaylarda gezinmeden bodoslama dalmış dedi herhalde. Okuyunca, ne de güzel dosdoğru geçirmiş diye haset etmedim desem yalan olur. Ama sonra durdum düşündüm, boş boş sırıtıp ben de güçlü bir kadınım heeyt demeyi bıraktım ve dedim ki kızım, bu yazı hepimize, bütün kadınlara geçirmiş aslında ne var bu kadar eriyecek. Hadi Aylin apladan aldığım gazla, hiç dolanmadan anlatayım niye böyle düşündüğümü;

-          Bi kere bu da bir kadın sınıflandırması, kadınları güçlü ve zayıf olarak ikiye ayırıyor. Bu söylemle, muktedir ortamın dayattığı muhafazakâr kadın yüksek sesle gülmez, hamileyken dışarı çıkmaz ama daha hafif kadın hep ortalardadır söylemi birbirinin amcaoğludur bana göre.

-          Güçsüz kadın yoktur arkadaş, bu kadar. Hem kadının gücünü faturalarını kendi ödemesiyle, evi süpürürken bozulan elektrikli süpürgesini parça pinçik etmesiyle değerlendireceksek ohooo erkekler neler söylemezler. Zaten ekşi sözlükte bu yazıyı konu edip geçirmişler kadınlara, güçlü kadın yalnız kadınmış (peh!!) Erkekler sevmezlermiş güçlü kadınları (çok da tın…)

-          Ayrıca, hadi kadını sınıfa ayırdın aplam, sınıflandırmayı niye erkekler üzerinden yapıyorsun. Güçlü kadın erkeğe muhtaç değildir, zayıf muhtaçtır. Ya kadın olarak bir konuyu da erkek kelimesi geçmeden değerlendiremeyecek miyiz? Sonra net’te “erkek dakikada bilmem kaç kere kadın düşünür” diye anketler yayınlanıyor. Hiç değilse düşündükleri şey belli, toplasan en fazla 10 pozisyonla sınırlı. Bizim gibi onların etrafında dolanan bunca saçma şeyi düşünmüyorlar, valla aferin onlara.

Bu ülkede yaşayan bütün kadınların yegâne ortak özelliği, hepsi savunmaya çekilmişlerdir, korunma kalkanları farklıdır yalnızca o kadar;

Kimi her işini kendisi görerek, kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışarak yapar bunu. Hem imkânı vardır bu şekilde yaşamaya hem de kendi tercihidir. İş hayatındaki çetin mücadelelerde zaten çok üzülüp yoruluyordur, o yüzden gardı her daim sağlamdır. Karlı dağlarda antrenman yapan Rocky gibi “beklenti yok acı yok” diyerek yaşar. Bu kadının erkeği de alışmıştır rahata, dırdır yok, sorun yok, gel dedi mi geliyor, git dedi mi gidiyor. Çünkü kadının kendisi sorun istemiyor ki, sorun çıkarsın. Bu kadın, eğlenmek istiyordur hem de her konuda.  Erkeği de ayak uyduruyorsa onun eğlencesine, olay tamamdır.

Kimi kadının da imkânı yoktur, mecburdur bağımlı yaşamaya. Bu yüzden, kendini koruma/ vazgeçilmez olma isteğiyle kendi iç dünyasında bir savunma alanı yaratır. Kocasına/sevgilisine söylenir, fırsat bulduğunda kullanır, bazen dünyanın en şirini olur bazen Alp dağlarındaki buzlar yanında halt etmiştir. Erkeğinin ne istediğini bilir, nasıl elinde tutacağını bilir ona göre davranır, bunların birer savunma tekniği olduğundan erkeğin haberi bile yoktur.  Erkek, bugün biraz daha sıcak galiba yanaşsam mı heyecanıyla yaşarken bi bakar ki yaşlanmış aynı kadınla. Kaçan balık her daim büyük balıktır, Aylinciğimin zayıf dediği kadın aslında zekâ küpüdür.

Yani bırakın hatçeyi, neticeye bakın canlarım. Neticede kadın da erkekte tercihini yaşar, tek derdimiz gürültüsüz patırtısız yaşayıp gitmektir aslında, sınıflandırıp yormayalım bünyelerimizi hadi canım hadi  



*Aşağıdaki diyaloğu ekşi sözlükte gördüm ve çok güldüm. Güçlü kadın balonu,iki kelimelik tek bir cümleyle nasıl söner, bundan daha iyi anlatılamazdı  “çok hoşsun” J
-güçlü kadın yalnız kadındır!
+ niye böyle düşünüyorsun ki..
- erkeklere ihtiyacımız yok!
+ ama sen çok hoşsun..
- yaa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder